Bu sartlar yerine getirildigi takdirde, Kuva-yi Seyyare, simdiye kadar oldugu gibi belirli bir kadro dahilinde yine görevine devam edecektir. ResitBey'le beraber Celâl, Kiliç Ali, Eyüp Sabri ve TehbiBey'ler, 23 Aralik ögle vakti Ankara'dan hareket ettiler ve 24 Araliktaögleden sonra saat 16:45'te Kütahya'ya vardilar. Efendiler, Ethem ve Tevfik Bey'lerin Cephe Komutani'ninbilgi ve onayi olmaksizin, bölgelerinde bulunan ordu birliklerini cepheyedagitarak, Kuva·yi Seyyare'nin agirliksiz erlerini Gediz'de ve PehlivanAga müfrezesini Kütahya'da toplamis oldugunu haber aldim. Bunun üzerine 25/26 Aralik 1920'de, Kütahya'da bulunan Celâl Bey ve arkadaslarina yazdigim açik bir telgrafta : "Bu hareket tarzinin tasidigi maksat ve anlamin ne oldugunu kesinlikle bilmek isterim. Bu konudaki görüsünüzün bildirilmesini makine basinda bekliyorum" dedim. Bu telgrafinbir suretini Ismet, Refet ve Fahrettin Pasa'lara, sifre ilebildirerek dikkatlerini çektim. Hey'et, ortak imza ile su kisa cevabi verdi :
"Müsterih olunuz, kötüye yorumlanacak herhangi bir davranis yoktur.Tevfik Bey yarin gelecek, hep birlikte görüsecegiz. Sonucu etrafliolarak arz ederiz." Ben bu cevaptan, giden arkadaslarin ya durumdan haberdar edilmeyerek aldatilmakta olduklarina veyahut da tutuklanip istenildigi gibi yazi yazmaya mecbur edildiklerine hükmettim. Onun için,gerçek durumu anlamamis ve kisa telgraflariyla verdikleri teminata inanmis görünmek istedim. Bu sebeple, cevap olarak : "Tevfik Bey ile degörüsmelerinden sonra, memleket ve milletin yüksek çikarlarini saglayacak esaslar üzerinde anlasacaklarina süphem olmadigini, bana gelen haberleri dedikodu sayarak, Hükûmet'çe hiçbir tedbir alinmasina gerekbulunmadigi yolundaki inancimi Hükûmet üyelerine anlatmayi basaracagimi, ancak aramizdaki samimiyeti zedeleyen durumun bir an önce ortadan kalkmis bulundugu haberini bekledigimi, beni gönül kirikligina ugratmamalarini" yazdim. Hey'etin, 26/27 Aralik l920'de, ortak imza ile çektikleri etrafli veaçik telgraflarindaki önemli noktalar sunlardi :
1- Güvenlik tedbirleri alindigina süphe yoktur. Bu tedbirlerin hepsi kendilerini savunmak içindir. Kendilerine karsi çikarilan ve yigilan kuvvetler ve yenikurulan karakollar eski yerlerine çekildigi takdirde, bu tedbirlerden de vazgeçeceklerdir.
2 - Düsmanca hareketle karsilasmadikça, memleketin gelecekteki selâmetiiçin ve zâtidevletlerinin sahsina karsi besledikleri içten baglilik dolayisiyla her türlüfülî hareketten kaçinacaklarina en büyük yeminlerle söz vermislerdir,
3 - Kuva-yi Seyyare'nin Konya ve Alaca'da bulunan askerleriyle, TegmenSadrettin Efendi komutasinda Konya'dan gelmekte iken FahrettinPasa tarafindan tutuklanan seksen neferin ve Kuva-yi Seyyare müfreze komutanlarindan Kürt Ismail Aga ile, Kalecik'teki akrabasindan cihada katilmaküzere askerlik yasi disindaki kimselerden toplananlarin Kuva-yi Seyyare'ye katilmalarina engel olismamasi,
4 - Kuva-yi Seyyare'ye para verilmesi için Kütahya Mutasarrifligi'na emirverilmesi,
5 - Karsilikli güven ve itimadin gerçekten kurulmasi ve devam ettirilmesiiçin Fahrettin ve Refet Bey'lerin cepheden uzaklastirilmalari.
Bu noktalardan çikan anlam nedir Efendiler? Oraya giden arkadaslarimizin hepsinin birden bu anlami idrak edemiyeceklerine ihtimal verilebilir miydi? O halde, biraz önce isaret ettigim gibi, Kütahya'ya gidenhey'et, gerçekten tutuklanmisti. Bu yazilan seyler kendilerine dikte ettiriliyordu. Bunun böyle olacagini hey'et gitmeden önce biliyordum. Buyüzdendir ki, Resit Bey, Kâzim Pasa'yi birlikte götürmek içinisrar ettigi halde, görüsmeler sirasinda tesadüfen solumda oturan Kâzim Pasa'ya gitmemesi gerektigini sezdirmistim.
Çünkü Kâzim Pasa'yi geçici olarak degil, sonuna kadar tutuklayarak, imzasini kullanmaktan fazlasiyla yararlanabilirlerdi.
Ayni gece kendilerine su cevabi verdim : "Telgrafinizi yarin BakanlarKurulu'na sunacagim." Ayni zamanda 26/27 Aralik gecesi, Eskisehir'deBati Cephesi Komutani Ismet Bey Efendi'ye de su sifreli telgrafiyazdim :
Kütahya'ya giden hey'etin ayrintili telgrafini asagida oldugu gibi veriyorum.Bunun ana noktalari özetleyerek, makina basinda, Refet ve FahrettinBey'lere bildirmenizi rica ederim. Hey'ete makina basinda verdigim cevap da"Telgrafinizi yarin Bakanlar Kurulu'na sunacagim"dan ibarettir. Yarin, BakanlarKurulu karariyla, hey'ete, görevlerinin son buldugunu ve hemen Ankara'ya dönmelerini bildirecegim. Ondan sonra, konuyu bütün ayrintilariyla Meclis'te açiklamakdüsüncesindeyim.
Kuva-yi Seyyare'ye karsi, Ismet ve Refet Bey kuvvetlerinin, bulunduklari yerlerde toplu ve uyanik olmalarini ve alinmis bulunan genel tedbirlere dahaçok önem verilmesini ve dikkat edilmesini rica ederim. Fülî harekete herhalde onlar baslamadan, simdilik baslanmamasi taraftariyim. Türkiye Büyük Millet Meclisi Baskani Mustafa Kemal
Efendiler, ertesi günü Bati ve Güney Cephesi'ne su telgraf verildi : 21.12.1920
Bati Cephesi Kurmay Baskanligi Birinci Sube Müdürlügüne, Güney Cephesi Kurmay Baskanligi Birinci Sube Müdürlügüne,
Refet ve Ismet Beyefendi'lere özel :
Kütahya'ya giden hey'etin gönderdigi ayrintili telgraf, Bakanlar Kurulu'ndaincelenerek asagidaki kararlar alindi. Bu kararlar, bu aksam açik telgrafla Büyük Millet Meclisi Yüce Baskanligi'ndan dogruca Kütahya'ya bildirilecek ve hey'etin görevine son verilecektir. Buna göre gereken tedbirlerin alinmasi ve görüslerinizin bildirilmesi rica olunur (Genelkurmay Baskan Vekili Fevzi). Harekât Subesi Müdürû Salih 21.12.1920
Kararname
Vatanin selâmet ve kurtulusu için ordularda görüs birliginin ve mutlakitaatin sart ve gerekli oldugunu her seyden önemli sayan Bakanlar Kurulu, BüyükMillet Meclisi üyelerinden Celâl, Resit, Eyüp Sabri , Vehbive Kiliç Ali Bey'lerin Kütahya'dan gönderdikleri 26/27 Aralik 1920 tarihlitelgraflarini ve bu konu ile ilgili olarak ortaya çikan durum ve olaylari görüsüpinceledikten sonra, asagidaki kararlari almistir :
1 - Birinci Kuva-yi Seyyare, bütün öteki ordu birlikleri gibi, kayitsiz sartsiz Büyük Millet Meclisi'nin kanunlarina, Hükûmet'in koydugu düzen ve emirlereayak uydurmakla yükümlü ve askerî disipline baglidir.
2 - Birinci Kuva-yi Seyyare Komutanligi'nin askerî görev ve konularla ilgilibütün teklif ve görüsleri, ancak emri altinda bulundugu komutanliga ve bu komutanlik vasitasiyla ilgili makamlara bildirilir.
3 - Yukaridaki kararlari Genelkurmay Baskanligi uygular. Mustafa Kemal
Ser'iye Vekili (Is3) Millî Savinima Bakani Fehmi Fevzi Disisleri Bakaizi Içisleri Bakam Ahmet Muhtar Doktor Adnan Genelkurmay Baskani Maliye Bakani Vekili Ferit Fevzi
Kütahya'da bulunan Büyük Millet Meclisi üyelerinden Celâl, Resit, Eyup Sabri, Vehbi ve Kiliç Ali Bey'lerin, 26/27Aralik 1920 tarihli, etrafli telgraflarina, 27 Aralikta cevap verdim Bunda,Bakanlar Kurulu kararini oldugu gibi bildirdim ve dedim ki : "Buna göresizlerden istedigim özel görev son bulmus oldugundan geri dönmenizrica olunur."
28 Aralik 1920'de hey'etten aldigim telgraf aynen söyle idi : Kütaliya, 28.12.1920
Ankara'da Büyük Millet Meclisi Yüce Baskanligi'na
Bakanlar Kurulu kararini bildiren telgraf emrinizi aksam aldik. Aslinda herbirimiz memleket ve milletin selâmeti için, büyük bir samimiyetle emrinize uyarak buraya geldik. Eskisehir'in ve buranin durum ve tutumunu gördük. Anlasmazlik konusu olan meseleyi tam bir tarafsizlik ve dogrulukla inceledik ve arastirdik. Görüsmelerin nasil geçtigini ve safhalarini oldugu gibi bilginize sunduk vesamimî inançlarimiza dayanarak meselenin çözüm seklini anladigimiz gibi yazdik. Sundugumuz hususlara karsilik, Bakanlar Kurulu'nun bize bildirilen kararinin neyi ifade ettigini anlayamadik. Aksine, vatanin selâmet ve mutlulugunu gözönünde bulunduran maruzatimizin iyi karsilanmadigini gördük. Bu konunun dahafazla sürüncemede birakilmaya tahammülü olmadigina itimat buyurmalarini istirham ederiz.
Celât Resit Eyüp Sabrl Vehbi Kiliç Ali
Bu telgrafa su cevabi verdim :
Sifre-makine basinda Ankara, 28.12.1920
Kütahya'da Büyük Millet Meclisi üyelerinden Celâl, Resit , EyüpSabri, Vehbi ve Kiliç Ali Bey'lere,
Ilgi : 28.12.1920 tarihli sifre : Memleket ve milletin selâmeti için bana karsigösterdiginiz samimiyete cidden mütesekkirim, Söz konusu durum hakkinda sizlerin buradan ayrilmasindan önce, bütün belgeleri göstermek suretiyle yaptigimaçiklamalar sonunda, konuyu resmen hükûmete intikal ettirirken, sizlerin yerindeolan hareket tarzini, oradaki arkadaslara açiklamak ve anlatmak üzere, yolculukzahmetine katlanmanizi rica etmistim. Konunun çözüm noktasi olarak telgrafinizda isaret buyurdugunuz nokta zaten burada da sözkonusu olmustu. Hükûmetinalacagi genel tedbir ve tertibatin herhangi bir tarafin istegine göre olamayacaginibildirmistim. Bakanlar Kurulu karari, aslinda uyulmasi gereken tabiî ve bilinenhususlan resmî ve kesin olarak bir defa daha ifade eder. Yüksek görüsleriniz hiçbir sekilde kötüye yorulmus degildir. Ancak, burada da arz ettigim üzere, benimbir buçuk aydan beri süregelen sahsî ve özel gayret ve tesebbüslerimle ve büyükbir samimiyetle yaptigim çalismalarin, ne yazik ki, takdir edilmemis oldugunugörüyorum. Süphesiz bu konunun çözüm ve takibini sorumlu ve ilgili makamlarabirakmis bulunuyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi Baskani Mustafa Kemal
Efendiler, Kütahya'daki hey'etin, durumu Meclis'e açiklayarak kendilerine daha yararli olabileceklerine Ethem ve kardeslerini inandirmak suretiyle ellerinden kurtulabildikleri anlasilmistir. Pek tabiî ResitBey orada kalmistir.
Efendiler, Ethem ve Tevfik Bey'lerin Cephe Komutani'ninbilgi ve onayi olmaksizin, bölgelerinde bulunan ordu birliklerini cepheyedagitarak, Kuva·yi Seyyare'nin agirliksiz erlerini Gediz'de ve PehlivanAga müfrezesini Kütahya'da toplamis oldugunu haber aldim. Bunun üzerine 25/26 Aralik 1920'de, Kütahya'da bulunan Celâl Bey ve arkadaslarina yazdigim açik bir telgrafta : "Bu hareket tarzinin tasidigi maksat ve anlamin ne oldugunu kesinlikle bilmek isterim. Bu konudaki görüsünüzün bildirilmesini makine basinda bekliyorum" dedim. Bu telgrafinbir suretini Ismet, Refet ve Fahrettin Pasa'lara, sifre ilebildirerek dikkatlerini çektim. Hey'et, ortak imza ile su kisa cevabi verdi :
"Müsterih olunuz, kötüye yorumlanacak herhangi bir davranis yoktur.Tevfik Bey yarin gelecek, hep birlikte görüsecegiz. Sonucu etrafliolarak arz ederiz." Ben bu cevaptan, giden arkadaslarin ya durumdan haberdar edilmeyerek aldatilmakta olduklarina veyahut da tutuklanip istenildigi gibi yazi yazmaya mecbur edildiklerine hükmettim. Onun için,gerçek durumu anlamamis ve kisa telgraflariyla verdikleri teminata inanmis görünmek istedim. Bu sebeple, cevap olarak : "Tevfik Bey ile degörüsmelerinden sonra, memleket ve milletin yüksek çikarlarini saglayacak esaslar üzerinde anlasacaklarina süphem olmadigini, bana gelen haberleri dedikodu sayarak, Hükûmet'çe hiçbir tedbir alinmasina gerekbulunmadigi yolundaki inancimi Hükûmet üyelerine anlatmayi basaracagimi, ancak aramizdaki samimiyeti zedeleyen durumun bir an önce ortadan kalkmis bulundugu haberini bekledigimi, beni gönül kirikligina ugratmamalarini" yazdim. Hey'etin, 26/27 Aralik l920'de, ortak imza ile çektikleri etrafli veaçik telgraflarindaki önemli noktalar sunlardi :
1- Güvenlik tedbirleri alindigina süphe yoktur. Bu tedbirlerin hepsi kendilerini savunmak içindir. Kendilerine karsi çikarilan ve yigilan kuvvetler ve yenikurulan karakollar eski yerlerine çekildigi takdirde, bu tedbirlerden de vazgeçeceklerdir.
2 - Düsmanca hareketle karsilasmadikça, memleketin gelecekteki selâmetiiçin ve zâtidevletlerinin sahsina karsi besledikleri içten baglilik dolayisiyla her türlüfülî hareketten kaçinacaklarina en büyük yeminlerle söz vermislerdir,
3 - Kuva-yi Seyyare'nin Konya ve Alaca'da bulunan askerleriyle, TegmenSadrettin Efendi komutasinda Konya'dan gelmekte iken FahrettinPasa tarafindan tutuklanan seksen neferin ve Kuva-yi Seyyare müfreze komutanlarindan Kürt Ismail Aga ile, Kalecik'teki akrabasindan cihada katilmaküzere askerlik yasi disindaki kimselerden toplananlarin Kuva-yi Seyyare'ye katilmalarina engel olismamasi,
4 - Kuva-yi Seyyare'ye para verilmesi için Kütahya Mutasarrifligi'na emirverilmesi,
5 - Karsilikli güven ve itimadin gerçekten kurulmasi ve devam ettirilmesiiçin Fahrettin ve Refet Bey'lerin cepheden uzaklastirilmalari.
Bu noktalardan çikan anlam nedir Efendiler? Oraya giden arkadaslarimizin hepsinin birden bu anlami idrak edemiyeceklerine ihtimal verilebilir miydi? O halde, biraz önce isaret ettigim gibi, Kütahya'ya gidenhey'et, gerçekten tutuklanmisti. Bu yazilan seyler kendilerine dikte ettiriliyordu. Bunun böyle olacagini hey'et gitmeden önce biliyordum. Buyüzdendir ki, Resit Bey, Kâzim Pasa'yi birlikte götürmek içinisrar ettigi halde, görüsmeler sirasinda tesadüfen solumda oturan Kâzim Pasa'ya gitmemesi gerektigini sezdirmistim.
Çünkü Kâzim Pasa'yi geçici olarak degil, sonuna kadar tutuklayarak, imzasini kullanmaktan fazlasiyla yararlanabilirlerdi.
Ayni gece kendilerine su cevabi verdim : "Telgrafinizi yarin BakanlarKurulu'na sunacagim." Ayni zamanda 26/27 Aralik gecesi, Eskisehir'deBati Cephesi Komutani Ismet Bey Efendi'ye de su sifreli telgrafiyazdim :
Kütahya'ya giden hey'etin ayrintili telgrafini asagida oldugu gibi veriyorum.Bunun ana noktalari özetleyerek, makina basinda, Refet ve FahrettinBey'lere bildirmenizi rica ederim. Hey'ete makina basinda verdigim cevap da"Telgrafinizi yarin Bakanlar Kurulu'na sunacagim"dan ibarettir. Yarin, BakanlarKurulu karariyla, hey'ete, görevlerinin son buldugunu ve hemen Ankara'ya dönmelerini bildirecegim. Ondan sonra, konuyu bütün ayrintilariyla Meclis'te açiklamakdüsüncesindeyim.
Kuva-yi Seyyare'ye karsi, Ismet ve Refet Bey kuvvetlerinin, bulunduklari yerlerde toplu ve uyanik olmalarini ve alinmis bulunan genel tedbirlere dahaçok önem verilmesini ve dikkat edilmesini rica ederim. Fülî harekete herhalde onlar baslamadan, simdilik baslanmamasi taraftariyim. Türkiye Büyük Millet Meclisi Baskani Mustafa Kemal
Efendiler, ertesi günü Bati ve Güney Cephesi'ne su telgraf verildi : 21.12.1920
Bati Cephesi Kurmay Baskanligi Birinci Sube Müdürlügüne, Güney Cephesi Kurmay Baskanligi Birinci Sube Müdürlügüne,
Refet ve Ismet Beyefendi'lere özel :
Kütahya'ya giden hey'etin gönderdigi ayrintili telgraf, Bakanlar Kurulu'ndaincelenerek asagidaki kararlar alindi. Bu kararlar, bu aksam açik telgrafla Büyük Millet Meclisi Yüce Baskanligi'ndan dogruca Kütahya'ya bildirilecek ve hey'etin görevine son verilecektir. Buna göre gereken tedbirlerin alinmasi ve görüslerinizin bildirilmesi rica olunur (Genelkurmay Baskan Vekili Fevzi). Harekât Subesi Müdürû Salih 21.12.1920
Kararname
Vatanin selâmet ve kurtulusu için ordularda görüs birliginin ve mutlakitaatin sart ve gerekli oldugunu her seyden önemli sayan Bakanlar Kurulu, BüyükMillet Meclisi üyelerinden Celâl, Resit, Eyüp Sabri , Vehbive Kiliç Ali Bey'lerin Kütahya'dan gönderdikleri 26/27 Aralik 1920 tarihlitelgraflarini ve bu konu ile ilgili olarak ortaya çikan durum ve olaylari görüsüpinceledikten sonra, asagidaki kararlari almistir :
1 - Birinci Kuva-yi Seyyare, bütün öteki ordu birlikleri gibi, kayitsiz sartsiz Büyük Millet Meclisi'nin kanunlarina, Hükûmet'in koydugu düzen ve emirlereayak uydurmakla yükümlü ve askerî disipline baglidir.
2 - Birinci Kuva-yi Seyyare Komutanligi'nin askerî görev ve konularla ilgilibütün teklif ve görüsleri, ancak emri altinda bulundugu komutanliga ve bu komutanlik vasitasiyla ilgili makamlara bildirilir.
3 - Yukaridaki kararlari Genelkurmay Baskanligi uygular. Mustafa Kemal
Ser'iye Vekili (Is3) Millî Savinima Bakani Fehmi Fevzi Disisleri Bakaizi Içisleri Bakam Ahmet Muhtar Doktor Adnan Genelkurmay Baskani Maliye Bakani Vekili Ferit Fevzi
Kütahya'da bulunan Büyük Millet Meclisi üyelerinden Celâl, Resit, Eyup Sabri, Vehbi ve Kiliç Ali Bey'lerin, 26/27Aralik 1920 tarihli, etrafli telgraflarina, 27 Aralikta cevap verdim Bunda,Bakanlar Kurulu kararini oldugu gibi bildirdim ve dedim ki : "Buna göresizlerden istedigim özel görev son bulmus oldugundan geri dönmenizrica olunur."
28 Aralik 1920'de hey'etten aldigim telgraf aynen söyle idi : Kütaliya, 28.12.1920
Ankara'da Büyük Millet Meclisi Yüce Baskanligi'na
Bakanlar Kurulu kararini bildiren telgraf emrinizi aksam aldik. Aslinda herbirimiz memleket ve milletin selâmeti için, büyük bir samimiyetle emrinize uyarak buraya geldik. Eskisehir'in ve buranin durum ve tutumunu gördük. Anlasmazlik konusu olan meseleyi tam bir tarafsizlik ve dogrulukla inceledik ve arastirdik. Görüsmelerin nasil geçtigini ve safhalarini oldugu gibi bilginize sunduk vesamimî inançlarimiza dayanarak meselenin çözüm seklini anladigimiz gibi yazdik. Sundugumuz hususlara karsilik, Bakanlar Kurulu'nun bize bildirilen kararinin neyi ifade ettigini anlayamadik. Aksine, vatanin selâmet ve mutlulugunu gözönünde bulunduran maruzatimizin iyi karsilanmadigini gördük. Bu konunun dahafazla sürüncemede birakilmaya tahammülü olmadigina itimat buyurmalarini istirham ederiz.
Celât Resit Eyüp Sabrl Vehbi Kiliç Ali
Bu telgrafa su cevabi verdim :
Sifre-makine basinda Ankara, 28.12.1920
Kütahya'da Büyük Millet Meclisi üyelerinden Celâl, Resit , EyüpSabri, Vehbi ve Kiliç Ali Bey'lere,
Ilgi : 28.12.1920 tarihli sifre : Memleket ve milletin selâmeti için bana karsigösterdiginiz samimiyete cidden mütesekkirim, Söz konusu durum hakkinda sizlerin buradan ayrilmasindan önce, bütün belgeleri göstermek suretiyle yaptigimaçiklamalar sonunda, konuyu resmen hükûmete intikal ettirirken, sizlerin yerindeolan hareket tarzini, oradaki arkadaslara açiklamak ve anlatmak üzere, yolculukzahmetine katlanmanizi rica etmistim. Konunun çözüm noktasi olarak telgrafinizda isaret buyurdugunuz nokta zaten burada da sözkonusu olmustu. Hükûmetinalacagi genel tedbir ve tertibatin herhangi bir tarafin istegine göre olamayacaginibildirmistim. Bakanlar Kurulu karari, aslinda uyulmasi gereken tabiî ve bilinenhususlan resmî ve kesin olarak bir defa daha ifade eder. Yüksek görüsleriniz hiçbir sekilde kötüye yorulmus degildir. Ancak, burada da arz ettigim üzere, benimbir buçuk aydan beri süregelen sahsî ve özel gayret ve tesebbüslerimle ve büyükbir samimiyetle yaptigim çalismalarin, ne yazik ki, takdir edilmemis oldugunugörüyorum. Süphesiz bu konunun çözüm ve takibini sorumlu ve ilgili makamlarabirakmis bulunuyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi Baskani Mustafa Kemal
Efendiler, Kütahya'daki hey'etin, durumu Meclis'e açiklayarak kendilerine daha yararli olabileceklerine Ethem ve kardeslerini inandirmak suretiyle ellerinden kurtulabildikleri anlasilmistir. Pek tabiî ResitBey orada kalmistir.