TESKILAT-I ESASIYE

TURKIYEM Atadan Sozler Hayati Kisiligi Devrimleri Ilkeleri Kronolojisi Alintilar 1 Alintilar 2 Baskomutan Londra-Inonu Teskilat-i Esasiye Cumhuriyetin ilani Siirler 1 Siirler 2 Siirler 3 Siirler 4 Siirler 5 Ataturk Foto Linkler Gazeteler Desteklenenler FORUM

Teskilât-i Esasiye

Teskilât-i Esasiye Kanunu Temel Maddeler

1- Hâkimiyet kayitsiz sartsiz milletindir. Yönetim sekli, halkin mukadderatini bizzat ve fülî olarak yönetinesi ilkesine dayanir.

2 - Yürütme kuvveti ve yasama yetkisi, milletin tek ve gerçek temsilcisiolan Büyük Millet Meclisi'nde belirir ve toplanir.

3 - Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafindan idare edilir ve hükûmeti Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti adini tasir.

4 - Büyük Millet Meclisi, iller halkinca seçilmis üyelerden olusur.

5 - Büyük Millet Meclisi'nin seçimi iki yilda bir yapilir. Seçilen üyelerinüyelik süresi iki yildir ve yeniden seçilmek mümkündür. Eski Meclis, yeni Meclistoplanincaya kadar göreve devam eder. Yeni seçimlerin yapilmasina imkân görülmedigi takdirde, görev süresi yalniz bir yil uzatilabilir. Büyük Millet Meclisi üyelerinden herbiri, yalniz kendini seçen ilin aynca vekili olmayip ayni zamandabütün milletin vekilidir.

6 - Büyük Millet Meclisi'nin Genel Kurulu, Kasim basinda, davetsiz toplanir.

7 - Seriat hükümlerinin uygulanmasi, bütün kanunlarin yürürlüge konmasi, degistirilmesi, yürürlükten kaldirilmasi, antlasma ve baris imzalanmasi vevatan savunmasiyla ilgili savas ilâni gibi temel haklar Büyük Millet Meclisi'neaittir. Kanun ve tüzüklerin düzenlenmesinde, halk için en yararli ve zamanin ihtiyacina en elverisli fikih ve hukuk hükümleriyle, örf ve âdetler ve teamüller esasolarak alinir. Bakanlar Kurulu'nun görev ve sorumlulugu özel kanunla belirtilir.

8 - Büyük Millet Meclisi, hükumeti olusturan bakanliklari, özel kanun geregince seçtigi bakanlar vasitasiyla yönetir. Meclis, yürütme ile ilgili islerde bakanlara görev tayin eder; gerekirse bunlari degistirir.

9 - Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafindan seçilen baskan, bir seçim dönemi süresince Büyük Millet Meclisi Baskanidir. Bu sifatla Meclis adinaimza atmaya ve Bakanlar Kurulu kararlarini onaylamaya yetkilidir. BakanlarKurulu üyeleri içlerinden birini kendilerine baskan seçer. Ancak Büyük MilletMeclisi Baskani, Bakanlar Kurulu'nun da tabiî baskanidir.

l0 - Teskilât-i Esasiye'nin bu maddelere aykiri düsmeyen hükümleri eskisigibi yürürlüktedir.

Bizce, yukarida saydigim temel maddelere aykiri hareket etme imkân veyetkisinin bulunmadigini yüksek sahsiyetlerinin dikkatlerine önemle arz ederim.Meclis Baskanligi ile baslayan haberlesmenizin, gerektirdigi islemlerin yürütülmesi Bakanlar Kurulu'na birakilmistir, efendim.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Baskani Mustafa Kemal

ILK TESKILAT-I ESASIYE KANUNUMUZUN TARIHÇESI

Saygideger Efendiler, bu telgrafimda temel maddeleri bildirilmis olan Teskilât-i Esasiye Kanunu, bu tarihten henüz on gün önce, yani 20 Ocak 1921'deMeclis'ten çikmisti. Bu kanun, Meclis'in ve millî hükûmetin durum veyetkisini, sekil ve niteligini tespit ve ifade eden ilk kanundur. Meclis, 23Nisan 1920'de açildigina göre, bu ana kanunun Meclis'ten çikarilabilmesiiçin dokuz ay kadar bir zamanin geçmesi zarurî olmustu. Bu zaruretinnereden dogdugu hakkinda bir fikir verebilmek için, müsaade buyurursaniz kisa bir açiklamada bulunayim :

Bilindigi üzere, Meclis'in açilmasindan hemen sonra, pek gerekliesaslari içine alan bir önerge vermistim. Meclis ve onun Bakanlar Kurulu, bu esaslari ilk günden yürürlüge koymus ve uygulamaya baslamisti.Bir yandan da, kurulmus olan Temel Haklar Kamisyoonu, bu önergemetni esas almak üzere, bir kanun tasarisi hazirlamaya basladi. Nihayet dört aylik bir süre sonunda, bu Komisyon, Büyük Millet Meclisi'ninKurulus ve Isleyisi ile Ilgili Kanun Maddeleri baslikli sekiz maddelik bir tasariyi Meclis'e getirdi. 18 Agustos 1920 tarihinde çok acele görüsülmesi karariyla gündeme alinan bu kanun maddelerinin uzunca birgerekçesi vardir.

Komisyon tutanaginin, Büyük Millet Meclisi'nin tarifini yapan satirlari arasinda su cümleler yaziliydi : Halife ve Padisah'in esareti ve digerolaylarin da buna eklenmesi ile ortaya çikan güçlük karsisinda, kurulanMeclis'imizin sonsuz olarak bugünkü sekli ile devam etmesini kabul etmek, asiri ve özel durumlara tabiî bir sekil vermek olur. Halbuki, olagandisi durumlarin süreklilik kazanamayacagi bir kuraldir. Buna göre, çignenen hilâfet ve saltanat hakki ile, millet ve vatanin istiklâli yeniden kazanilincaya ve kabul ettirilinceye kadar bu durumun devami, ancak, anahedef olan bu kutsal gayelerin gerçeklesmesiyle Meclis'in tabiî bir duruma girmesi uygun görülmüstür. Onun için ikinci maddenin birinci fikrasi "amacin gerçeklesmesine kadar" sartina baglanmistir. Gerçekten de,"Meclis'in ne zamana kadar toplanmakta devam edecegi" konusunda belirlibir süre ve sinir konmamisti.

Bu sebepler ve bu görüs dolayisiyla, daha 1920 Agustosunda TürkiyeBüyük Millet Meclisi'nin durum ve niteligi bakimindan devamli olmadigiinancinin hâkim oldugu anlasiliyor.

Kanun maddelerinin birincisi de, "Büyük Millet Meclisi, yasama veyürütme güçlerini kendinde toplar, devlet idaresini dogrudan dogruya vetek basina ele almistir" seklindeydi. Bu madde ile Meclis'e verilen yetkinin bile, gerekçeye göre geçici olmasi lâzim gelecegi tabiîydi. Niteligi bakimindan geçici olan bir kurulusun yetkisi de, var oldugu sürece mevcuttur.

Temel Haklar Komisyonu'nun görüs ve karari Meclis'te oldugu gibi benimsendi. Hattâ Meclis üyelerinden birçogu, maksadin açiklanmasinda, Komisyon'un ifadelerini eksik bularak, bu ifadelere açiklik getirilmesiteklifinde bulundular. Dediler ki. birinci maddenin basina "Hilâfet veSaltanat ile vatan ve milletin istiklâli kurtarilincaya kadar..." seklindeaçiklik verecek ibareyi eklemek gerekir. Ikinci maddedeki "amacin gerçeklesmesine kadar" ifadesi yerine de, ayni açikligin verilmesi gerektigiileri sürüldü. Bu konu hayli tartismalara yol açti. Bazi milletvekilleri, yalniz, "hilâfet" kelimesini koyalim, "saltanat"i da içine alir, dediIer.

Bazi hoca efendiler, buna razi olmadilar. "Hilâfet manevî bIr görevdir" görüsünü ileri sürdüler. "Hilâfet'te ruhbanlik yoktur" itirazina, hocaefendiler : "Saltanat, yalniz hükmettigi memleketleri içine alir. Hilâfetise, bütün dünyadaki müslümanlari kapsar" diye cevap verdiler.

Bu tartismalar günler ve günlerce devam etti. Çatisan görüslerdenbiri açikti : "Halife ve Padisah vardir ve var olacaktir. O var olunca, bugünkü durum, sekil ve yetki geçicidir. Hilâfet ve Saltanat makami otoriteyi ele alip faaliyete geçme firsatini bulunca, siyasî teskilâtla ilgili esaslarin ne oldugu bellidir, bilinmektedir. O bakimdan yeni bir sey düsünmek söz konusu degildir. Hilâfet ve Saltanat makami yeniden isler duruma gelinceye kadar, Ankara'ya toplanmis olan birtakim insanlar, geçici tedbirlerle çalisacaklardir."

Bilindigi üzere, Meclis'in açilmasindan hemen sonra, pek gerekliesaslari içine alan bir önerge vermistim. Meclis ve onun Bakanlar Kurulu, bu esaslari ilk günden yürürlüge koymus ve uygulamaya baslamisti.Bir yandan da, kurulmus olan Temel Haklar Kamisyoonu, bu önergemetni esas almak üzere, bir kanun tasarisi hazirlamaya basladi. Nihayet dört aylik bir süre sonunda, bu Komisyon, Büyük Millet Meclisi'ninKurulus ve Isleyisi ile Ilgili Kanun Maddeleri baslikli sekiz maddelik bir tasariyi Meclis'e getirdi. 18 Agustos 1920 tarihinde çok acele görüsülmesi karariyla gündeme alinan bu kanun maddelerinin uzunca birgerekçesi vardir.

Komisyon tutanaginin, Büyük Millet Meclisi'nin tarifini yapan satirlari arasinda su cümleler yaziliydi : Halife ve Padisah'in esareti ve digerolaylarin da buna eklenmesi ile ortaya çikan güçlük karsisinda, kurulanMeclis'imizin sonsuz olarak bugünkü sekli ile devam etmesini kabul etmek, asiri ve özel durumlara tabiî bir sekil vermek olur. Halbuki, olagandisi durumlarin süreklilik kazanamayacagi bir kuraldir. Buna göre, çignenen hilâfet ve saltanat hakki ile, millet ve vatanin istiklâli yeniden kazanilincaya ve kabul ettirilinceye kadar bu durumun devami, ancak, anahedef olan bu kutsal gayelerin gerçeklesmesiyle Meclis'in tabiî bir duruma girmesi uygun görülmüstür. Onun için ikinci maddenin birinci fikrasi "amacin gerçeklesmesine kadar" sartina baglanmistir. Gerçekten de,"Meclis'in ne zamana kadar toplanmakta devam edecegi" konusunda belirlibir süre ve sinir konmamisti.

Bu sebepler ve bu görüs dolayisiyla, daha 1920 Agustosunda TürkiyeBüyük Millet Meclisi'nin durum ve niteligi bakimindan devamli olmadigiinancinin hâkim oldugu anlasiliyor.

Kanun maddelerinin birincisi de, "Büyük Millet Meclisi, yasama veyürütme güçlerini kendinde toplar, devlet idaresini dogrudan dogruya vetek basina ele almistir" seklindeydi. Bu madde ile Meclis'e verilen yetkinin bile, gerekçeye göre geçici olmasi lâzim gelecegi tabiîydi. Niteligi bakimindan geçici olan bir kurulusun yetkisi de, var oldugu sürece mevcuttur.

Temel Haklar Komisyonu'nun görüs ve karari Meclis'te oldugu gibi benimsendi. Hattâ Meclis üyelerinden birçogu, maksadin açiklanmasinda, Komisyon'un ifadelerini eksik bularak, bu ifadelere açiklik getirilmesiteklifinde bulundular. Dediler ki. birinci maddenin basina "Hilâfet veSaltanat ile vatan ve milletin istiklâli kurtarilincaya kadar..." seklindeaçiklik verecek ibareyi eklemek gerekir. Ikinci maddedeki "amacin gerçeklesmesine kadar" ifadesi yerine de, ayni açikligin verilmesi gerektigiileri sürüldü. Bu konu hayli tartismalara yol açti. Bazi milletvekilleri, yalniz, "hilâfet" kelimesini koyalim, "saltanat"i da içine alir, dediIer.

Bazi hoca efendiler, buna razi olmadilar. "Hilâfet manevî bIr görevdir" görüsünü ileri sürdüler. "Hilâfet'te ruhbanlik yoktur" itirazina, hocaefendiler : "Saltanat, yalniz hükmettigi memleketleri içine alir. Hilâfetise, bütün dünyadaki müslümanlari kapsar" diye cevap verdiler.

Bu tartismalar günler ve günlerce devam etti. Çatisan görüslerdenbiri açikti : "Halife ve Padisah vardir ve var olacaktir. O var olunca, bugünkü durum, sekil ve yetki geçicidir. Hilâfet ve Saltanat makami otoriteyi ele alip faaliyete geçme firsatini bulunca, siyasî teskilâtla ilgili esaslarin ne oldugu bellidir, bilinmektedir. O bakimdan yeni bir sey düsünmek söz konusu degildir. Hilâfet ve Saltanat makami yeniden isler duruma gelinceye kadar, Ankara'ya toplanmis olan birtakim insanlar, geçici tedbirlerle çalisacaklardir."